25 Ocak 2013 Cuma

Hayatımın Her Anında

Flamenko üzerine birçok yorum dinleyebilir, kitaplar okuyabilirsiniz; videolar, konserler, workshoplar...
Ama ben bir öğrenci gözünden anlatacağım size Flamenko'yu; hobi olarak derslere başlamış, ilerledikçe zorluğunu farketmiş ama vazgeçmek yerine gün gün üstüne gidip kendini geliştirmeyi seçmiş bir öğrenci gözünden.
Evet Flamenko zor! Birkaç keyifli saat geçireyim, dans öğreneyim sosyalleşeyim diye başlanacak birşey değil. Çalışmak gerek, çok çalışmak gerek! Ama o zehri bir kere aldınız mı, müzik içinize işledi mi zor mor dinlemeyip öğrenmek için, içindeki hisleri bedenine, dansına yansıtmak için hırslanıyor insan.
İlk günler bileklerimi çevirememekten, sonraları kollarımın açılmamasından şikayetçiydim. Takındığınız tavır, büründüğünüz form o kadar aykırı ki o güne kadarki yaşamınıza, acı çekiyorsunuz alışırken. Hala da alıştım denemez, ama çalışıyorum. Hele ki ayaklar! Kasların topuklarla imtihanı...
Ben anladım ki Flamenko gördüğün her aynada duruşunu düzeltmekmiş, ofiste her molada kollarını esnetmek, asansör beklerken adım çalışmakmış. Otobüs durağında, uzun süren toplantılarda masanın altında ve hatta tuvalette... Ritm, adım, duruş, Flamenko hayatımın her anında!
Delirdi bu kız diyorlardı. Sanırım benim için endişeleniyorlar dedim, alışırlar zamanla dedi Aysu. Alıştılar. Ben de. İyi ki var; zorluğuyla, ağrılarıyla, hırsıyla, duygusuyla...iyi ki!

kalkedonflamenko.com 

Hiç yorum yok: